Google’dan DolphinGemma: Artık yunus seslerini çözmek için de bir yapay zeka var!

Google, Yunusların Dilini Anlamaya Yardımcı Olacak Yapay Zeka Modelini Tanıttı

Google, okyanuslardaki iletişim için devrim niteliğinde bir yapay zeka modeli geliştirerek, bilim insanlarını yunusların karmaşık dilini anlamaya bir adım daha yaklaştırıyor. Georgia Tech ve Wild Dolphin Project (WDP) araştırmacılarıyla işbirliği içinde oluşturulan DolphinGemma, yunusların çıkardığı tıkırtılar, ıslıklar ve darbeleri analiz eden özel bir yapay zeka sistemi.

Yunuslar, eşlerini etkilemek, grup uyumunu sürdürmek, arkadaş bulmak ve çevreleriyle iletişim kurmak için çeşitli yüksek frekanslı sesler kullanıyor. WDP araştırmacıları, yıllar içinde büyük miktarda veri toplayarak belirli kalıpları tanımlamaya başladı. Bunlar:

  • Anneler ve yavrular arasındaki özel ıslıklar,
  • Kavgalar sırasında duyulan patlama-darbe sesleri,

Bu ses kalıplarının derinlemesine analizi, yapay zeka yardımıyla daha net bir dil yapısını ortaya çıkarmayı hedefliyor.

DolphinGemma: Veri Analizinde Yenilikçi Yaklaşım

DolphinGemma, gelişmiş ses işleme teknolojisini kullanarak yunus seslerini analiz edilebilir bir formata dönüştürüyor. Güçlü bir model olmasına rağmen, saha araştırmacılarının mobil cihazlarında bile çalışabilecek kadar verimli bir yapıya sahip olmasıyla dikkat çekiyor.

Yapay zeka modeli, ChatGPT’nin insan dili üzerine çalıştığı gibi, yunus seslerindeki tekrar eden kalıpları, ses kombinasyonlarını ve bağlamsal ipuçlarını tanıyacak şekilde eğitildi. Bu yöntem sayesinde araştırmacılar, sadece sesleri kayıt altına almakla kalmayıp bu seslerin bir dil gibi düzenli ve anlamlı bir yapıya sahip olup olmadığını daha iyi analiz edebilecekler.

WDP’nin temel hedeflerinden biri, yunusların vahşi doğadaki iletişim biçimlerini anlamak ve bu sesleri gerçek zamanlı davranışlarla ilişkilendirmek. Eğer bu teknoloji başarılı olursa, insanların yunuslarla daha gelişmiş bir etkileşim kurması, hatta onların dilini öğrenmesi mümkün olabilir.

Ancak, bu hedefe ulaşmadan önce aşılması gereken önemli zorluklar da bulunuyor. Farklı bölgelerdeki yunus popülasyonları kendine özgü sesler kullanıyor, bu da onların farklı aksanlara veya tamamen farklı dillere sahip olabileceği anlamına geliyor.

Peki, okyanusun çeşitli bölgelerinden gelen iki farklı grup birbirini anlayabiliyor mu? Henüz kesin bir cevap yok. Araştırmacılar, DolphinGemma’nın bu alanlarda büyük katkı sağlayacağını ve yunus iletişiminin sırlarını çözmeye bir adım daha yaklaşabileceklerini umuyor. Yapay zeka destekli bu teknoloji, ilerleyen yıllarda denizlerdeki canlılarla çok daha ileri seviyede bir etkileşimi mümkün kılabilir.

Related Posts

Dünyanın en küçük kemanı üretildi… Saç telinden daha ince

İngiltere’deki Loughborough Üniversitesi’nden fizikçiler, mikroskopla bile zor seçilen dünyanın en küçük kemanını ürettiler. Sadece bir toz zerresi büyüklüğündeki bu mikro keman, çıplak gözle görülmüyor ve sadece mikroskop altında incelenebiliyor.

Araçlarda klima mı yoksa camı açmak mı daha tasarruflu: Cevabını duyan şaşırıyor

Yaz sıcaklarının kendisini göstermesiyle birlikte araç kullanmak daha da zor hale geliyor… Bu durumda sürücülerin elinde klimayı ya da camları açmak gibi iki seçenek bulunuyor. Peki, yakıt tasarrufu için hangi seçenek daha mantıklı?

Instagram dört gözle beklenen yeniliği sonunda getirdi!

Instagram hem içerik üreticilerinin hem de diğer kullanıcılarının pozitif karşılayacağı beklenen bir yeniligi kullanıma sunmaya hazırlanıyor. Platformun uzun süredir eleştirilen fotoğraf kırpma bölümünün oranlarında değişikliğe gideceği açıklandı …

Sakaryalı sporcular göz doldurdu

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü sporcuları çeşitli dallarda başarılarına devam ediyor.

1 dakika şarj ile 150 km! Bu duyuru elektrikli araçlarda devrim yaratabilir

Yeni duyurulan bu batarya 12C’de şarj oluyor. Yani elektrikli aracı sadece beş dakikada 450 km’yi geçen tam menzile ulaştırabiliyor.

Ay’ın iki yüzü arasındaki dikkat çeken fark

NASA bilim insanları, Ay’ın iç yapısına dair çarpıcı farklılıkları ortaya koyan yeni bir çalışmayla, gökcisminin sırlarını bir adım daha aydınlattı. Jet İtki Laboratuvarı’nın yürüttüğü çalışmada, uzay aracı verileriyle geliştirilen yerçekimi modelleri kullanıldı.